
Türkiye'de Aile Yapısı Alarm Veriyor: "Fasulye Sırığı" Tehlikesi!
Türkiye'de aile yapısı hızla değişiyor. TÜİK verilerine göre doğurganlık oranı kritik seviyelerde. Sosyologlar, bu durumun "fasulye sırığı aile" modelini yaygınlaştırarak toplumsal bir krize yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Aile Kültürü Değişiyor: Geniş Aileden Tek Çocuğa
Ege Üniversitesi'nden Doç. Dr. Pelin Önder Erol, Türkiye'nin geniş aile yapısını kaybettiğini belirtiyor. Doğurganlıktaki düşüşün sosyolojik etkilerine dikkat çeken Erol, "Aile yapısı dikey olarak şekilleniyor. Sadece anne, baba ve bir çocuk. Buna 'fasulye sırığı aile' diyoruz," ifadelerini kullanıyor. Bu modelin yaygınlaşmasıyla sosyal destek ağları zayıflayacak, akrabalık ilişkileri zayıflayacak ve toplumsal dayanışma azalacak.
Yalnızlaşan Toplum ve Kırılan Dayanışma
Dokuz Eylül Üniversitesi'nden Prof. Dr. Nilüfer Özcan, doğurganlık düşüşünün nedenlerini ekonomik belirsizlikler, kadınların iş gücüne katılımı ve bireyselleşme olarak sıralıyor. Özcan, bu durumun sadece ekonomik değil, toplumsal yapıyı da tehdit ettiğini vurguluyor: "Bugün Japonya örneğinde olduğu gibi, yaşlanan nüfusun yükü gençlerin omzuna biniyor. Türkiye de aynı yolda ilerliyor. Üstelik düşük doğurganlık, sosyal bağları da koparıyor; insanlar yalnızlaşıyor."
Uzmanlardan Çözüm Önerileri: Sosyal Politikalar Şart
Peki, bu gidişatı tersine çevirmek mümkün mü? Uzmanlara göre devletin kapsamlı sosyal politikalar üretmesi gerekiyor. Prof. Dr. Özcan, bakım destekleri, yaygın kreş uygulamaları ve zorunlu babalık izni gibi önlemlerin alınması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, kırsalda yaşayan eğitimli ailelere destek verilmesi ve kadınların istihdama katılımının sağlanması da önemli adımlar arasında.
Türkiye'de aile yapısındaki bu değişim, gelecekte toplumsal yaşamı derinden etkileyecek gibi görünüyor. "Fasulye sırığı aile" modelinin yaygınlaşmasıyla birlikte yalnızlaşan, dayanışma duygusunu kaybeden bir toplum yapısıyla karşı karşıya kalabiliriz. Bu nedenle, uzmanların uyarılarını dikkate alarak, aile yapısını güçlendirecek ve doğurganlığı teşvik edecek politikaların hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor.