Taş Değirmenler Zamana Meydan Okuyor! Doğal Lezzet Peşinde Misiniz?
Tokat Gündem

Taş Değirmenler Zamana Meydan Okuyor! Doğal Lezzet Peşinde Misiniz?


13 November 20255 dk okuma4 görüntülenmeSon güncelleme: 13 November 2025

Kahramanmaraş'ta yarım asrı aşkın süredir faaliyet gösteren taş değirmenler, mahalle kültürünün vazgeçilmez bir parçası olarak günümüze kadar ulaşmayı başardı. Fabrikasyon sistemlerin yaygınlaşmasına rağmen, yöre halkı doğal yöntemlerle üretilen un ve bulgur için hala bu geleneksel değirmenleri tercih ediyor. Bu durum, taş değirmenlerin sadece bir üretim yeri olmadığını, aynı zamanda bir kültürel miras olduğunu da gözler önüne seriyor.

Taş Değirmenlerin Sırrı Ne?

Onikişubat ilçesi Serintepe Mahallesi'nde bulunan ve 50 yılı aşkın süredir hizmet veren taş değirmenlerde, geleneksel yöntemlerle un, bulgur ve dövme üretiliyor. Vatandaşlar, özellikle katkısız ve doğal ürünler elde etmek amacıyla bu değirmenlere yöneliyor. Yaz aylarında başlayan üretim sezonu kasım ayına kadar devam ederken, mahalle halkı bu süreçte değirmenlere yoğun ilgi gösteriyor. Taş değirmenlerde üretilen ürünlerin lezzeti ve doğallığı, fabrikasyon ürünlerle kıyaslanamayacak kadar farklı. Bu durum, taş değirmenlerin neden hala tercih edildiğini açıkça ortaya koyuyor.

Değirmen esnafı Yavuz Taş, mesleğin zorluklarına dikkat çekerek, "Yaklaşık 30 yıldır değirmencilik yapıyoruz. Un, bulgur ve dövme üretiyoruz ama genellikle dövme üzerine çalışıyoruz. Mahalledeki müşterilerimize bulgur ve un hazırlıyoruz. Bu meslek artık neredeyse bitme noktasına geldi, çünkü gençler yetişmiyor, çırak bulmak çok zor. Bu taşlar 50 yıldır aynı şekilde dönüyor. Taşlar, özel kayalardan kesiliyor ve dövme yapmak için en uygun taşlar bunlar. İşletmemizde bulgur, tarhana ve firik üretimine yönelik makinelerimiz var. Şu anda tam sezonumuz; Haziran ayında başlayıp yıl sonuna kadar yoğun çalışıyoruz" dedi.

Gelecek Nesillere Miras Kalacak mı?

Serintepe Mahalle Muhtarı Ramazan Gürbak, değirmenlerin geçmişle bağ kuran önemli bir kültürel miras olduğunu vurgulayarak, "Değirmen kültürü artık yavaş yavaş bitmeye başladı. Eskiden her mahallenin mutlaka bir değirmeni olurdu. Ancak son yıllarda fabrikasyon sistemine geçilince birçok değirmen kapandı. Vatandaşlar sadece kendi mahallemizden değil, çevre mahallelerden de geliyor. Ürünlerini getirip burada öğütüyorlar. Doğal taş değirmen sayesinde sofralarına daha lezzetli ve sağlıklı yiyecekler koyabiliyorlar. Biz kadim bir mahalleyiz" şeklinde konuştu.

Taş değirmenlerin geleceği, genç nesillerin bu mesleğe ilgi duymasına ve bu kültürel mirası yaşatma çabalarına bağlı. Eğer bu konuda gerekli adımlar atılmazsa, taş değirmenler sadece birer anı olarak kalabilir. Bu nedenle, taş değirmenlerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor.

Doğal Ürünlere Dönüşün Önemi

Günümüzde sağlıklı yaşam bilincinin artmasıyla birlikte, doğal ürünlere olan talep de giderek artıyor. Taş değirmenlerde üretilen un ve bulgur gibi ürünler, fabrikasyon ürünlere kıyasla daha sağlıklı ve besleyici olduğu için tercih ediliyor. Bu durum, taş değirmenlerin sadece bir kültürel miras olmadığını, aynı zamanda sağlıklı yaşam için de önemli bir kaynak olduğunu gösteriyor.

Taş değirmenlerin zamana meydan okuması, sadece bir tesadüf değil. Bu, yöre halkının geleneklerine sahip çıkması, doğal ürünlere değer vermesi ve sağlıklı yaşamı önemsemesi sayesinde mümkün oluyor. Umarız, taş değirmenler gelecek nesillere de ilham kaynağı olur ve bu kültürel miras sonsuza kadar yaşar.