Son Deprem Tanığı Vefat Etti! 1939 Erzincan Depremi Artık Tarih Mi?
Türkiye tarihinin en acı felaketlerinden biri olan 1939 Erzincan Depremi'nin son yaşayan tanığı Mehmet Güloğlu (109) hayatını kaybetti. Güloğlu'nun vefatı, o karanlık günlere ışık tutan son canlı şahidin de aramızdan ayrılması anlamına geliyor. Resmi kayıtlara göre 33 bin kişinin yaşamını yitirdiği ve 100 binden fazla kişinin yaralandığı 7.9 büyüklüğündeki bu felaketi bizzat yaşamış olan Güloğlu'nun anıları, depremin acı hatırasını canlı tutuyordu.
O Kara Geceyi Anlatmıştı
Geçtiğimiz yıl İhlas Haber Ajansı'na verdiği röportajda o kara geceyi anlatan Güloğlu, depremin ardından yaşanan büyük yıkımı ve insanlık dramını gözyaşları içinde aktarmıştı. "Toprak açıldı, içine evler gömüldü" sözleriyle hafızalara kazınan anlatımı, 1939 depreminin karanlık tarihine insan yüzü kazandırmıştı. O röportajda deprem anını ve sonrasındaki çaresizliği tüm detaylarıyla anlatmıştı. Güloğlu'nun anlattıkları, o dönemde yaşanan acıları ve kayıpları bir kez daha gözler önüne seriyordu.
Güloğlu, o röportajında şunları söylemişti:
"Deprem olduğunda herkes dışarıya kaçtı. Her yer yıkılmıştı. İnsanlar çaresizlik içinde yardım bekliyordu. O günleri unutmak mümkün değil."
Ardında Büyük Bir Aile Bıraktı
4 çocuk ve 15 torun sahibi olan Mehmet Güloğlu, uzun ve dolu bir hayat yaşadı. Ömrünün son yıllarını ailesinin yanında geçiren Güloğlu, yaşlılığa bağlı nedenlerle hayata gözlerini yumdu. Sevenleri tarafından son yolculuğuna uğurlanan Güloğlu, Demirkent Mezarlığı'nda toprağa verildi. Cenaze törenine katılanlar, Güloğlu'nun anısına saygılarını sundular ve ailesine başsağlığı dilediler.
Mehmet Güloğlu'nun hayatını kaybetmesiyle birlikte, 1939 Erzincan Depremi'nin yaşayan tanıklarından hiçbiri kalmadı. Ancak Güloğlu'nun anlattıkları ve o döneme ait diğer tarihi kayıtlar, bu büyük felaketin unutulmaması ve gelecekte benzer acıların yaşanmaması için önemli birer ders niteliğinde.
Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yüzleştiği bu günlerde, Mehmet Güloğlu'nun anıları ve 1939 Erzincan Depremi'nin acı hatırası, deprem bilincinin artırılması ve gerekli önlemlerin alınması için bir kez daha hatırlatıcı oluyor. Unutmamalıyız ki, deprem değil, tedbirsizlik öldürür.
