CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) 2025 yılı proje okullarına yaptığı öğretmen ve yönetici atamalarına sert tepki gösterdi. Durmaz, atamaların şeffaflıktan uzak ve liyakat yerine sadakat ilkesine göre yapıldığını iddia ederek, eğitimde siyasi kadrolaşmanın önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı.
"Atamalar Liyakate Değil Sadakate Dayalı"
Durmaz, Türkiye genelindeki 2.153 proje okulunda 79 binin üzerinde öğretmenin görev yaptığını belirterek, birçok okulda kadro açılmasına rağmen atama yapılmamasını eleştirdi. "Başvurular yapıldı, ama atamalar yapılmadı. Çünkü sistem liyakate değil, sadakate dayalı işliyor" diyen Durmaz, bu durumun eğitimde adaletsizliğe yol açtığını savundu.
Durmaz, proje okulları aracılığıyla öğretmenlerin ve öğrencilerin etiketlendiğini savunarak, devlet okullarının tüm yurttaşlara eşit şekilde hizmet vermek zorunda olduğunu belirtti. MEB'in görevinin laik ve adil eğitimi sağlamak olduğunu, yandaş kadrolara alan açmak olmadığını vurguladı.
Tokat'ta da benzer sorunların yaşandığını ve yaklaşık 20 öğretmenin sendikal gerekçelerle dışlandığını belirten Durmaz, "Bu yalnızca bireysel değil, sistemsel bir ayrımcılıktır" diyerek Milli Eğitim Bakanlığı'na çağrıda bulundu.
CHP'li Durmaz'dan MEB'e 5 Maddelik Liyakat Çağrısı
Durmaz, eğitim sistemindeki adaletsizliklerin giderilmesi için şu talepleri sıraladı:
- Proje okulu uygulamasıyla oluşan ayrımcılık sona ermeli.
- Atama süreçleri; yasallık, şeffaflık ve objektiflik ilkelerine uygun hale getirilmeli.
- Kıdem, hizmet puanı ve akademik başarı gibi kriterler esas alınmalı.
- Yönetmelik dışı uygulamalar öğretmenlere açıkça bildirilmeli.
- Tarikat ve yandaş yapılara değil, halkın çocuklarına hizmet eden öğretmenlere öncelik verilmeli.
Bu taleplerin karşılanmasıyla eğitimde liyakatin ve adaletin sağlanabileceğini savundu.
Eğitimde Neler Oluyor?
Türkiye'de eğitim sistemi, uzun yıllardır tartışma konusu olmaya devam ediyor. Özellikle öğretmen atamaları, müfredat değişiklikleri ve okulların fiziki koşulları gibi konularda yaşanan sorunlar, eğitim kalitesini olumsuz etkiliyor. Öğretmenlerin atanmasında liyakat yerine farklı kriterlerin gözetilmesi, eğitimde fırsat eşitsizliğine ve motivasyon düşüklüğüne neden oluyor. Bu durum, öğrencilerin başarısını ve geleceğini doğrudan etkileyebiliyor.
Eğitimde yaşanan bu sorunların çözümü için, tüm paydaşların katılımıyla şeffaf ve katılımcı bir süreç yürütülmesi gerekiyor. Öğretmenlerin, öğrencilerin, velilerin ve sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınarak, eğitim politikaları oluşturulmalı ve uygulanmalıdır. Ayrıca, eğitimde liyakatin esas alınması, öğretmenlerin motivasyonunu artıracak ve eğitim kalitesini yükseltecektir.
Kadim Durmaz'ın MEB'e yönelik eleştirileri, eğitimdeki sorunlara dikkat çekmek ve çözüm önerileri sunmak açısından önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. CHP'nin bu sürecin takipçisi olacağını belirtmesi, konunun kamuoyunda daha fazla tartışılmasına ve çözüm arayışlarına katkı sağlayabilir.
CHP'li Durmaz'ın açıklamalarıyla eğitimde liyakat tartışması yeniden alevlendi. MEB'in bu eleştirilere nasıl yanıt vereceği ve hangi adımları atacağı merakla bekleniyor. Eğitimde adaletin ve liyakatin sağlanması, Türkiye'nin geleceği için hayati önem taşıyor.