Lösemi mi, Soğuk Algınlığı mı? İşte Çocuklarda Tehlike Sinyalleri!
Tokat Gündem

Lösemi mi, Soğuk Algınlığı mı? İşte Çocuklarda Tehlike Sinyalleri!


03 November 20255 dk okuma2 görüntülenmeSon güncelleme: 03 November 2025

Lösemi, çocukluk çağı kanserleri arasında en sık görülen türlerden biridir. Başlangıçta grip veya soğuk algınlığı ile karıştırılan belirtiler, maalesef hastalığın fark edilmesini geciktirebilir. Ancak uzmanlar, erken tanının tedavi başarısında kritik bir rol oynadığını vurguluyor. Memorial Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Ahmet Demir, Lösemili Çocuklar Haftası kapsamında yaptığı açıklamada, löseminin erken belirtilerinin mutlaka dikkate alınması gerektiğini belirtti.

Lösemi Nedir ve Nasıl Gelişir?

Lösemi, kemik iliğinde kan hücrelerinin kontrolsüz ve anormal çoğalması sonucu ortaya çıkan bir kan kanseri türüdür. Normalde kemik iliği; kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri ve trombositleri dengeli bir şekilde üretir. Ancak lösemide bu sistem bozulur ve olgunlaşmamış beyaz kan hücreleri (blastlar) hızla çoğalır, sağlıklı hücrelerin üretimini engeller. Bu durum, kansızlık (anemi),kanama eğilimi ve enfeksiyona yatkınlık gibi belirtilere yol açar. Çocuklarda en sık görülen lösemi tipi Akut Lenfoblastik Lösemi (ALL)'dir ve çocukluk çağı lösemilerinin %75-80'ini oluşturur. İkinci sıklıkta ise Akut Myeloid Lösemi (AML) yer alır.

Çocuklarda Lösemi Belirtileri: Grip mi, Lösemi mi?

Lösemi, erken evrelerde hafif seyredebildiği için genellikle soğuk algınlığı veya grip benzeri şikayetlerle kendini gösterir. Bu nedenle ailelerin belirtileri hafife almaması büyük önem taşır. Özellikle tekrarlayan ve tedaviye rağmen düzelmeyen enfeksiyonlar, lösemi açısından bir uyarı işareti olabilir. İşte çocuklarda löseminin 8 önemli belirtisi:

  • Kansızlık (Anemi): Halsizlik, solukluk, baş dönmesi
  • Kanama Eğilimi: Diş eti ve burun kanamaları, ciltte kolay morarma
  • Enfeksiyonlara Yatkınlık: Sık veya uzun süren enfeksiyonlar, yüksek ateşin tekrar etmesi
  • Kemik ve Eklem Ağrıları
  • Karın Şişliği veya Kitle
  • Lenf Bezlerinde Büyüme: Boyun, koltuk altı, kasıkta ağrısız şişlik
  • Genel Durum Değişikliği: İştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemeleri
  • Nörolojik Belirtiler: Baş ağrısı, kusma, görme bozuklukları, denge kaybı

Bu belirtilerden birkaçının aynı anda görülmesi durumunda, vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmak önemlidir.

Lösemi Riskini Artıran Faktörler Nelerdir?

Lösemi gelişiminde rol oynayan bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Bu faktörler şunlardır:

  • Genetik ve Kalıtsal Hastalıklar: Down sendromu, Fanconi anemisi gibi genetik rahatsızlıklar riski artırabilir.
  • Radyasyon Maruziyeti: Özellikle yüksek doz radyasyon, anne karnındaki maruziyet dahil, riski artırabilir.
  • Kemoterapi Geçmişi: Önceden kanser nedeniyle kemoterapi gören çocuklarda sekonder lösemi görülebilir.
  • Kimyasal Maddeler: Benzen, ağır metaller ve pestisitler lösemi riskini artırabilir.
  • Bağışıklık Sistemi Bozuklukları: Doğumsal immün yetmezlikler veya organ nakli sonrası immün baskılanması önemli risk faktörlerindendir.
  • Viral Enfeksiyonlar: Bazı virüsler lösemi gelişiminde rol oynayabilir.

Lösemi şüphesi olan çocuklarda öncelikle kan sayımı ve periferik yayma testleri yapılır. Kesin tanı için ise kemik iliği aspirasyonu ve biyopsisi uygulanır. Bu yöntem, lösemi teşhisinde altın standart olarak kabul edilir. Erken teşhis edilen lösemi, doğru tedaviyle büyük oranda iyileştirilebilir. Erken tanı sayesinde organ tutulumu olmadan tedaviye başlanabilir, daha az yoğun kemoterapi yeterli olabilir, tedavi süresi kısalabilir, yan etkiler azalabilir, enfeksiyon ve kanama riski düşer ve ailenin psikolojik yükü azalır. Özellikle çocukluk çağı ALL'de tedavi başarı oranı oldukça yüksektir.

Lösemi tedavi planı, hastalığın tipine, evresine ve çocuğun genel sağlık durumuna göre belirlenir. Tedavide kemoterapi, hedefe yönelik ilaçlar, destek tedavileri ve gerekli durumlarda kemik iliği nakli uygulanabilir. Tedavi sürecinde enfeksiyonlardan korunma büyük önem taşır. Lösemi, erken teşhis edildiğinde yüksek oranda tedavi edilebilen bir hastalıktır. Ailelerin grip benzeri uzun süren şikayetleri, gerekçesiz morluk veya kanamaları, sürekli halsizliği ve tekrarlayan enfeksiyonları ciddiye alması ve zaman kaybetmeden bir uzmana başvurması hayati önem taşır. Uzmanlar, ailelerin süreç boyunca sağlık ekipleriyle güçlü iletişim kurmasının tedavi başarısını artırdığını vurguluyor.