
KKKA Aşısı Müjdesi! İnsan Deneyleri Yıl Sonunda Başlıyor
Türkiye'den sevindirici haber! Ölümcül Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına karşı geliştirilen aşıda kritik bir eşik aşıldı. Erciyes Üniversitesi'nde geliştirilen yerli aşı için yıl sonunda insan fazı denemelerine başlanması planlanıyor. Bu gelişme, özellikle kene kaynaklı vakaların arttığı bu dönemde büyük umut vadediyor.
KKKA Aşısı: Turkovac'tan Sonra Yeni Umut
Koronavirüs pandemisi sırasında geliştirilen yerli aşı Turkovac'ın mimarı olan Prof. Dr. Aykut Özdarendeli, KKKA aşısıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. "Kırım Kongo aşısı için 2015’te TÜBİTAK projesiyle yola çıktık. Ancak COVID-19 pandemisi nedeniyle 4 yıllık bir ara vermek zorunda kaldık. Son bir yıldır yeniden yoğun biçimde çalışıyoruz. Şimdi artık insan fazı için gerekli olan son deney aşamasındayız," dedi. Bu açıklama, aşı çalışmalarının ne kadar titizlikle yürütüldüğünü gözler önüne seriyor.
İnsan Üzerinde Denemeler Ne Zaman Başlayacak?
Erciyes Üniversitesi bünyesindeki 15 kişilik ekip, son aşamaya gelen aşıyı insan fazına taşımak için gerekli olan zararsızlık ve toksikoloji deneylerini tamamlamak üzere. Prof. Dr. Özdarendeli, “Her şey planlandığı gibi giderse, 2025 yılı sonuna kadar insan üzerindeki faz 1 çalışmaları başlayabilir. Bu noktaya kadar gelmiş olmamız ülkemiz için büyük bir kazanımdır” ifadelerini kullandı. Bu süreçte aşının güvenilirliği ve etkinliği detaylı bir şekilde incelenecek.
KKKA Aşısı Kimler İçin Umut Olacak?
Türkiye’de KKKA’nın görüldüğü bölgelerde 3 ila 4 milyon insanın yaşadığına dikkat çeken Özdarendeli, geliştirilecek aşının bu bölgedeki vatandaşlar için büyük bir rahatlama sağlayacağını vurguladı. "Her yıl bu hastalık nedeniyle can kayıpları yaşanıyor. Artık konuşma değil, icraat zamanı. Biz bu ülkeye bu aşıyı kazandırmak zorundayız," dedi. Aşı, özellikle risk altındaki bölgelerde yaşayanlar için hayati bir öneme sahip olacak.
Geliştirilen KKKA aşısının grip aşısı gibi mevsimsel olmadığını vurgulayan Özdarendeli, "2 dozluk bir aşıyla birkaç yıl sürecek koruma sağlamayı hedefliyoruz. Belki ilerleyen yıllarda bir destek dozu gerekebilir. Ancak bu şekilde, kenelerin aktif olduğu dönemlerde ölüm riskini ortadan kaldırabileceğiz," açıklamasında bulundu. Bu, aşının uzun süreli ve etkili bir koruma sağlayacağını gösteriyor.
ERÜ Aşı Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü’nün sadece bir üretim merkezi olmadığını, aynı zamanda nitelikli bilim insanı yetiştiren bir kurum haline geldiğini belirten Özdarendeli, bu süreçte Sağlık Bakanlığı TÜSEB'in desteğiyle ilerlediklerini kaydetti. "Türkiye artık kendi aşısını geliştirebilecek altyapıya ve insan kaynağına sahip. Bu bir devrimdir. COVID-19 süreciyle bunu gösterdik, şimdi sıra KKKA’da," dedi. Bu sözler, Türkiye'nin aşı geliştirme kapasitesinin ne kadar geliştiğini vurguluyor.
Enstitü olarak sadece KKKA değil, gelecekte ortaya çıkabilecek diğer salgın hastalıklara karşı da hazırlıklı olduklarını belirten Özdarendeli, “Rekombinant, inaktif, mRNA gibi farklı aşı platformlarımız var. Cumhurbaşkanlığı destekli altyapı projelerimiz sayesinde herhangi bir acil durumda hızlıca yeni aşı geliştirme kapasitesine sahibiz. Şu anda odak noktamız KKKA, ama yeni virüslere karşı da her an hazırlıklıyız” dedi.
KKKA aşısının Türkiye'de geliştirilen ilk aşılardan biri olacağını vurgulayan Prof. Dr. Özdarendeli, bu sürecin sadece bilimsel değil, stratejik ve insani bir sorumluluk olduğunu dile getirdi. “Biz bu aşıyı ülkemize ve halkımıza armağan etmek için yola çıktık. Gerekli desteklerle bu hedefe ulaşmamız an meselesi,” diye konuştu.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) aşısının geliştirilmesi, Türkiye için büyük bir başarı ve umut kaynağıdır. Yıl sonunda başlayacak insan denemeleriyle birlikte, aşının etkinliği ve güvenilirliği daha da netleşecek. Bu aşı, Türkiye'deki milyonlarca insan için sağlık ve güvenlik anlamına gelebilir. Bilimsel çalışmaların kararlılıkla sürdürülmesi, gelecekteki salgınlara karşı da hazırlıklı olmamızı sağlayacaktır.