Kelebek Fatma'nın Okuma Azmi! Öğretmeninden İlham Veren Destek

Elazığ'da yaşayan 8 yaşındaki Fatma Aydın, halk arasında kelebek hastalığı olarak bilinen epidermolizis bülloza ile mücadele ediyor. Ancak bu zorlu durum, onun okuma sevgisini ve öğrenme azmini asla engellemiyor. Öğretmeni Arzu Binay'ın evde verdiği eğitimle Fatma, akranlarından geri kalmamak için büyük bir çaba gösteriyor. Bu ilham verici hikaye, bir öğretmenin şefkati ve bir çocuğun azmiyle örülmüş durumda.

Fatma'nın Eğitim Yolculuğu

Arzu öğretmen, Fatma'nın eğitimine başladığı ilk günden itibaren onunla özel bir bağ kurdu. Fatma'nın hastalığı nedeniyle okul ortamında enfeksiyon riski taşıması, evde eğitim almasını zorunlu kılmıştı. Ancak bu durum, Arzu öğretmenin Fatma'ya olan sevgisini ve ilgisini asla azaltmadı. Hatta, imkan buldukları her yerde ders işlemeye devam ettiler. Arzu öğretmen, Fatma'ya sadece ders vermekle kalmıyor, aynı zamanda onunla oyunlar oynuyor, hikayeler okuyor ve moral veriyor.

Arzu Binay, "Dolayısıyla vücudundaki yaralardan dolayı günlük pansuman gerektiren bir hastalık. Okulda olması enfeksiyon kapması açısından biraz tehlike uyandırdığı için biz evden eğitimine devam ediyoruz. Aslında evde diyoruz ama nerede imkan bulursak orada eğitim veriyoruz. Şuan da dedesinin iş yerindeyiz. Dersleri işliyoruz. Ben ona olabildiğince tek başına da olsa sınıf ortamı oluşturmaya çalışıyorum," şeklinde konuştu.

Öğretmeninin desteğiyle Fatma, kısa sürede okuma yazmayı öğrendi ve yaşıtlarıyla aynı seviyeye geldi. Artık Türkçe, hayat bilgisi, sosyal bilgiler ve fen derslerini başarıyla takip ediyor. Arzu öğretmen, Fatma'nın başarısındaki sırrı şöyle açıklıyor: "İlk geldiğimde Fatma henüz harfleri tanımıyordu, bir buçuk yıldır beraberiz. Artık okuyup yazabiliyoruz. Arkadaşlarımızın da katkısıyla kocaman bir kütüphanemiz oldu. Biz okul sistemi gibi resmi tatillerde tatil olmak üzere haftanın 5 günü Fatma’yla ders işliyoruz. Şuan da Türkçe, hayat bilgisi, sosyal bilgiler ve fen derslerini alabiliyor."

Kelebek Hastalığına Karşı Farkındalık

Arzu öğretmen, kelebek hastalığına sahip çocukların yaşadığı zorluklara dikkat çekerek, toplumun bu konuda daha duyarlı olması gerektiğini vurguluyor. Bu çocukların sosyal hayattan soyutlanmaması ve akran zorbalığına maruz kalmaması için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini belirtiyor. Arzu Binay, "Kelebek hastası çocuklarımızı fark etmemiz gerekiyor. Çocukları sosyal ortamından soyutlamamız gerekiyor. Bu tarz çocuklar, akranlarının dışında yetişkinlerin de zorbalığına uğrayabiliyor. Çevrenizde böyle çocuklar gördüğünüz zaman annelerine ya da kendilerine gülümseyebilirler," dedi.

Fatma'nın annesi Gülsüm Aydın ise, kızının okuma sevgisinden ve öğretmeninin desteğinden duyduğu memnuniyeti dile getiriyor. Fatma'nın en büyük hayalinin savcı olmak olduğunu ve bu yolda emin adımlarla ilerlediğini söylüyor. Anne Aydın, "Fatma doğuştan epidermolizis bülloza hastası. Yaralarından ve durumundan dolayı okullar Fatma’yı düşünerek enfeksiyon kapmasın diye pek olumlu bakmadılar. O yüzden evde eğitime başladık. Tayin edilen öğretmenler çok iyi, güzel bir şekilde ilerliyoruz. Allah hepsinden razı olsun. Fatma okumayı seviyor, hedefi de savcı olmak," ifadelerini kullandı.

Ayrıca, toplumun Fatma'ya ve diğer kelebek hastası çocuklara karşı daha anlayışlı olmasını isteyen anne, "Fatma’yla dışarı çıktığımızda sadece Fatma’ya bakış açılarının değişmesini istiyorum. Fatma’ya ’kızım yandın mı, ne oldu sana’ demelerini istemiyorum. Bu hastalık bulaşıcı bir hastalık değil. Vatandaşların çocuğumu hor görmelerini istemiyorum," şeklinde konuştu.

Umut ve İlham Kaynağı

Fatma'nın hikayesi, zorluklar karşısında yılmamak ve hayallerin peşinden koşmak konusunda herkese ilham veriyor. Arzu öğretmenin özverili çabası ise, bir öğretmenin bir öğrencinin hayatında ne kadar büyük bir fark yaratabileceğini gösteriyor. Bu anlamlı hikaye, eğitimde fırsat eşitliğinin önemini ve sevginin gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor.

Fatma'nın okuma azmi ve Arzu öğretmenin şefkati, geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor. Bu iki kahramanın hikayesi, kalplerimizde iz bırakmaya ve bizlere ilham vermeye devam edecek.