Hababam Sınıfı'nın Sırrı Çözüldü! Rıfat Ilgaz Anlatıyor
Tokat Gündem

Hababam Sınıfı'nın Sırrı Çözüldü! Rıfat Ilgaz Anlatıyor


04 May 20255 dk okuma10 görüntülenmeSon güncelleme: 28 June 2025

Türk edebiyatının ölümsüz eseri Hababam Sınıfı, Rıfat Ilgaz'ın kaleminden sansür kaygısıyla doğdu. Ilgaz, yıllar sonra bu eserin perde arkasını tüm detaylarıyla anlatıyor. Peki, Hababam Sınıfı nasıl ortaya çıktı? İşte cevabı...

Hababam Sınıfı'nın Doğuşu: Bir Takma Adın Ardındaki Gerçek

Rıfat Ilgaz, yazılarını Dolmuş dergisinde "Stepne" takma adıyla yayımlıyordu. Derginin en popüler dönemlerinde öyküler büyük ilgi görüyordu. Ilgaz'ın "Keselim mi artık?" sorusuna İlhan Selçuk'un cevabı netti: "Aman kesme, iyi gidiyor!" Bu destekle Hababam Sınıfı serüveni başlamış oldu.

Kabataş Lisesi'nde okuyan oğlundan duyduğu anılarla öyküleri zenginleşen Ilgaz, aslında ciddi bir şair olarak tanınıyordu. Türkiye’de 142. maddeden ceza alan ilk şairlerden biri olmuş, Markopaşa dönemini adını gizleyerek atlatmıştı. Yıllarca yazılarını imzasız ya da sahte isimle yayımlamış, bunu da bilerek tercih etmişti.

"Adım Kitaba Yazılsın İstemem"

İlhan Selçuk bir gün, “Bu Hababam Sınıfı öykülerini kitap yapalım” dediğinde Rıfat Ilgaz şaşırmıştı. "Şairliğimi iki paralık edip adımı böyle bir kitabın üstüne koyduramam" diyerek karşı çıktı. Kitap hazırlandı, kapağını Turhan Selçuk çizdi. Hababam Sınıfı öğrencileri çift sıra dizilmiş, başlarında Kel Mahmut… Ancak yazar adı olarak yine “Stepne” yazıldı. Ilgaz, “Ortada kuşkulandıracak bir şey yok, savcı da şüphelenmez” diyerek adını gizli tutmayı başardı. Kitap basıldı, yazar olarak “Stepne” yazıyordu. Okur ise bunu hiç sorgulamadı. İlk baskı olan 5 bin adet kitap, dergi gibi eriyip gitti. Kitapçı vitrinlerinde bile görülmeden tükendi. Rıfat Ilgaz’ın bu kitaptan aldığı 250 lira, mizah yazarlığına dair kazandığı ilk telif ücreti oldu. Şairlik adını kullanmadan mizah yazarı olmuştu.

İkinci Kitapta Gelen Değişim ve Eleştiriler

Dergi kapandıktan sonra yeni Hababam Sınıfı öyküleri bir kez daha kitaplaştırıldı. Bu kez dizgisini, baskısını Ilgaz kendisi üstlendi. Hatta kapağı da Turhan Selçuk’un dergideki çizimlerinden uyarlayarak kendi tasarladı. Ancak bu sefer kitabın kapağına adını yazdırdı. “Hababam Sınıfı’na ileride sahip çıkabilmek için” bu adımı attı. Ancak beklediği etkiyi göremedi. İlk tepkiler umut kırıcıydı: “Birincisi daha güzeldi. Ne gerek vardı bu ikincisine?” Oysa bu öyküler de dergide büyük ilgiyle okunmuştu. Ilgaz, bu eleştirilerin kötü niyetli değil, yanlış anlamalardan kaynaklandığını sonradan fark etti.

Rıfat Ilgaz'ın Hababam Sınıfı'nın doğuş hikayesi, edebiyat dünyasında sansürün ve takma adların ardındaki gerçekleri gözler önüne seriyor. Eserin başarısı, Ilgaz'ın mizah yeteneği ve halkın ilgisiyle birleşerek unutulmaz bir klasik yaratılmasını sağlamıştır. Hababam Sınıfı, Türk edebiyatında her zaman özel bir yere sahip olacaktır.