Gayrimenkul Sertifikası: Dar Gelirliye Rant mı, Hayal mi? Şok İddia!
Tokat Gündem

Gayrimenkul Sertifikası: Dar Gelirliye Rant mı, Hayal mi? Şok İddia!


11 September 20255 dk okuma5 görüntülenmeSon güncelleme: 11 September 2025

Türkiye'de konut fiyatlarındaki artış ve kiraların yükselmesi, dar gelirli vatandaşların yaşam koşullarını zorlaştırmaya devam ediyor. Hükümetin çözüm olarak sunduğu gayrimenkul sertifikaları, beklenen etkiyi yaratmakta zorlanıyor. Anahtar Parti Tokat İl Başkanı Av. Hakan Ahmet Bice, gayrimenkul sertifikalarının dar gelirli vatandaşlar için değil, yüksek gelir grupları için bir rant kapısı oluşturduğunu savunuyor.

Gayrimenkul Sertifikası Kimin İçin?

Av. Hakan Ahmet Bice, özellikle İstanbul Başakşehir'deki Damla Kent Projesi kapsamında ihraç edilen gayrimenkul sertifikalarının, kamuoyuna "küçük tasarruflarla ev sahibi olma fırsatı" olarak sunulmasına rağmen, gerçekte sadece yüksek gelir grubuna hitap ettiğini belirtiyor. Bice, "Vatandaş Değil, Yüksek Gelir Grubu Yararlanabiliyor" diyerek, Damla Kent Projesi'nde en düşük daire için aylık 133 bin TL'lik sertifika yatırımının gerektiğini ve bu rakamın dar gelirli vatandaşlar için erişilemez olduğunu vurguluyor.

Bice, açıklamalarında şunları ifade ediyor:

"Kamuoyuna umut olarak lanse edilen gayrimenkul sertifikaları, aslında küçük tasarruflarla ev sahibi olma iddiasını boşa çıkarıyor. Bu tabloya bakıldığında, dar gelirli vatandaş değil, ancak yüksek gelir grubu bu imkândan yararlanabiliyor."

Sistemdeki Temel Sorunlar Neler?

Bice, Borsa İstanbul'da işlem görmeye başlayan sertifikaların değer kaybettiğine dikkat çekerek, kamu bankalarının sertifika sahipliğinde tekelleştiğini ifade ediyor. Bu durumun, fiyat oluşumunu engellediğini ve vatandaşı belirsizlikle karşı karşıya bıraktığını savunuyor.

Av. Hakan Ahmet Bice, mevcut gayrimenkul sertifikası sistemindeki yapısal sorunları şu şekilde özetliyor:

  • Dar gelirli için erişilemez maliyet: Yüksek başlangıç yatırımı nedeniyle düşük gelir grupları sisteme dahil olamıyor.
  • Kamu bankalarının tekelleşen sertifika sahipliği: Piyasa dengesi bozuluyor, fiyat oluşumu manipüle ediliyor.
  • TOKİ'nin %80 alım garantisi: Vatandaş lehine değil, kamu çıkarına çalışan bir yapı oluşturuyor.
  • Algı yönetimi: Sertifikalar "konut hayali" olarak pazarlanıyor, ancak vatandaş alternatif yatırım fırsatlarından mahrum bırakılıyor.

Çözüm Önerileri Neler?

Bice, dar gelirli vatandaşların gerçekten ev sahibi olabilmesi için somut çözüm önerilerini de paylaşıyor. Bu öneriler arasında daha küçük sertifika paylarıyla düşük gelirli gruplara katılım imkânı sağlanması, hedef daire bazlı birikim modeli uygulanması, uygun maliyetli tamamlama kredileri hayata geçirilmesi ve şeffaf bir piyasa yapısı oluşturulması yer alıyor.

Bice, enflasyona endeksli vergi muafiyetleri ile yatırımcının korunması gerektiğini de vurguluyor.

Gayrimenkul sertifikaları, ilk bakışta dar gelirli vatandaşlar için bir umut ışığı gibi görünse de, mevcut haliyle birçok soru işaretini beraberinde getiriyor. Uzmanlar, sistemin daha adil ve erişilebilir hale getirilmesi için kapsamlı düzenlemelerin yapılması gerektiği konusunda hemfikir. Aksi takdirde, bu sertifikalar dar gelirli vatandaşlar için bir hayal kırıklığına dönüşebilir ve sadece belirli kesimlerin faydalandığı bir rant aracına dönüşme riski taşıyor.