29 Nisan 2025 Salı

Boykot Çılgınlığı! SP'den Şok Sözler: Türkiye 40 Yıl Geride mi?

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, partisinin Tokat İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, son dönemde gündemi meşgul eden boykot tartışmalarına sert tepki gösterdi. Arıkan, Türkiye'deki kutuplaşmanın tehlikeli boyutlara ulaştığını ve ülkenin 40 yıl öncesine döndüğünü savundu.

Arıkan'dan Sert Eleştiriler

Arıkan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

"Memleketin meselelerini tartışmak yerine son birkaç haftadır boykot meselesini tartıştık. Listeler açıklandı, kahveciler belirlendi, bakanlar market market dolaşıp alışveriş yapmak zorunda kaldı. Ülke tam anlamıyla 40 yıl öncesine döndü. Hatırlayacaksınız bundan 40 yıl önce; sağcıların kahvesi, solcuların kahvesi vardı. Bugün iktidarın kafesi, muhalefetin kafesi var. Bundan 40 yıl önce sağcıların sanatçısı, solcuların sanatçısı vardı. Bugün iktidarın sanatçısı, muhalefetin sanatçısı var."

Arıkan, bu durumun Türkiye için çok tehlikeli bir gidişat olduğunu vurgulayarak, siyasi tercihleri üzerinden firmaları, esnafları ve sanatçıları boykot adı altında hedef göstermenin yanlış olduğunu belirtti.

Ekonomik Boykot Zaten Var!

Arıkan, milletin zaten ekonomik nedenlerle mecburi bir boykot içinde olduğunu ifade ederek, 22 bin lira asgari ücrete mahkum edilen çalışanların ve 14 bin lira maaşla açlığa mahkum edilmiş milyonlarca emeklinin durumuna dikkat çekti. Bu insanların kafe, lokanta ve marketlerin yolunu unutalı yıllar olduğunu, pazar yerlerinin kapanış saatini gözlediklerini söyledi.

Çözüm Çağrısı

Arıkan, Türkiye'nin bu cendereden bir an önce çıkması gerektiğini vurguladı. Ülkenin birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğunu, kutuplaşmanın ülkeye zarar verdiğini belirtti.

Kutuplaşmanın Sonu Nereye?

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan'ın bu sert eleştirileri, Türkiye'deki kutuplaşmanın ne kadar derinleştiğini gözler önüne seriyor. Boykot tartışmalarıyla alevlenen bu kutuplaşmanın, ülkenin geleceği açısından ciddi bir tehdit oluşturduğu açıkça görülüyor. Arıkan'ın çözüm çağrısına kulak verilerek, birlik ve beraberlik içinde hareket etmek, Türkiye'nin önündeki en önemli görevlerden biri olarak öne çıkıyor.

İlgili Haberler