
Türkiye'de Erken Seçim Mi? Devlet İçinde Bilek Güreşi! Şok İddialar!
Türkiye siyaseti, erken seçim tartışmaları ve devlet içindeki güç mücadelesi iddialarıyla çalkalanıyor. Ülkenin vaktinden önce cumhurbaşkanlığı seçimi kulvarına sürüklenmek istendiği belirtilirken, bu mücadelenin görünürdeki siyasilerden ziyade devlet içindeki aktörler veya devlete tesir edebilen unsurlar üzerinden yürütüldüğü öne sürülüyor. Erken seçim senaryosu, hem devletin alacağı şekil hem de geçmişteki hesaplaşmalar için adeta bir hayat memat meselesine dönüştürülmüş durumda.
Erken Seçim Senaryoları ve Siyasi Manevralar
Ustalıkla kurgulanan bazı mesajlarda, daha bugünden cumhurbaşkanlığı makamı ikram ediliyor, başbakanlık makamı geri getiriliyor! Sanki seçim yapılmış, millet tercihini değiştirmiş gibi bir hava yaratılmaya çalışılıyor. Bu amaçla sokak siyasetinin cazibesine kapılan bazı siyasetçiler, farkında olmadan operasyonel odakların ekmeğine yağ sürüyor. Muhalefetin sivrilttiği siyaset tarzı, zannedildiğinden çok daha fazla kaygı üretiyor ve karşı tepkiyi doğuracak bir ortam hazırlıyor. Toplumsal havada görüş ve anlayış mesafesi azaldıkça, bu tür ortamlardan beslenen operasyonel odakların fırsat alanı artıyor!
Siyasette Gerilim ve Toplumsal Kutuplaşma Riski
Siyasetin gerilmesi ve ardından milletin ferasetine yaslanılması, uzun süre gidilebilecek bir yol değil. "Neyse ki siyasetçilerin gergin üslubu tabana yansımıyor, millet sağduyusunu koruyor" genellemesi ile idare edilebilecek eşiğe gelinmiş bulunuyor! Siyasi gerginliklerin artması ve toplumsal kutuplaşmanın derinleşmesi, ülkenin istikrarı ve geleceği açısından ciddi riskler oluşturuyor. Bu durum, operasyonel odakların ve dış güçlerin müdahale alanını genişleterek, Türkiye'nin iç işlerine karışılmasına zemin hazırlayabilir.
Siyasi Aktörlerin Ortak Tavrı ve Önemi
Bu vesileyle. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e "geçmiş olsun" diyor, o menfur saldırıdan sonra hiç zaman kaybetmeksizin paylaşım yapma basireti sergileyen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'i tebrik ediyoruz. Çelik'in, "O yumruğu (tokadı) kendimize atılmış sayıyoruz" beyanı yanında siyasetin en geniş yelpazesinin gösterdiği ortak tepkiyi, demokratik siyasete sahip çıkma iradesi olarak değerlendiriyoruz. Elbette Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Sn. Özel'i bizzat araması ne kadar değerli ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin saldırıyı kınayan, arkasındaki tezgâhın bozulmasını isteyen açıklaması da -bir küçük farkla- o kadar değerliydi. Sn. Bahçeli, paylaşımında CHP kurumsal kimliği ile Genel Başkan Özgür Özel'i zikretmeyerek bir mesaj vermeyi tercih etmiş görünüyordu. Bu mesajın, siyasetin ana zemininden dışarıya taşırılması ve/veya Terörsüz Türkiye gündeminden sapma yaşanması ile ilgili olduğunu bir tahmin olarak buraya yazabiliriz.
Türkiye'nin iç ve dış politikada karşı karşıya olduğu bu zorlu süreçte, siyasi aktörlerin sağduyulu ve yapıcı bir tutum sergilemesi büyük önem taşıyor. Toplumsal kutuplaşmanın önüne geçilmesi, demokratik değerlere sahip çıkılması ve milli çıkarların korunması, ülkenin geleceği için hayati önem arz ediyor. Siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının, ortak bir paydada buluşarak Türkiye'nin istikrarı ve refahı için birlikte çalışması gerekiyor.