Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, henüz 26 yaşındayken dünyanın en genç profesörü unvanını alarak adını tarihe yazdırmış, Batı dünyasında bilim alanındaki çalışmalarıyla yankı uyandırmış ve Türk milletinin gurur kaynağı olmuştur. Özgün çalışmalarıyla dünya çapında kuram, formül ve teorilere imza atan Sinanoğlu'nun makaleleri, bilim dünyasında yüz binlerce kez atıf almıştır. Bilimin canlı bir süreç olduğunu ve "araştırma ve sorgulama" yoluyla elde edileceğini her zaman vurgulamıştır. Kimya ve Matematik alanlarında yaptığı buluşlarla adından söz ettiren Sinanoğlu, moleküler biyoloji dalının öncülerinden biri olarak kabul edilir.
DNA'nın Sırlarını Çözdü
Watson ve Crick'in sarmal modelindeki DNA sarmalının çözelti içinde nasıl durduğunu keşfederek bilim dünyasına önemli bir katkı sağlamıştır. Amerikan Milli İlimler Akademisi'ne üye olarak seçilen ilk ve tek Türk vatandaşı unvanını da taşımaktadır. Nobel Akademisi'nin isteği üzerine defalarca Nobel'e aday isimler önermesine rağmen, kendisi de iki kez Nobel'e aday gösterilse de, siyasi nedenlerle bu ödüle layık görülmemiştir.
Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, hayatını bilime, Türkiye'nin kültür bağımsızlığını kazanmasına ve Türkçenin bilim dili olarak dünyada yaygınlaşmasına adamış bir bilim insanıydı. Onun bu ideal uğruna verdiği mücadele, gelecek nesillere ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.
Türkçe'nin Önemi ve Gençlere Öğütler
Oktay Sinanoğlu, bir sohbet sırasında uzun yıllar Amerika'da yaşamasına rağmen ABD vatandaşı olmayı aklının ucundan bile geçirmediğini şu sözlerle ifade etmiştir: "İçimden yemin ettim, dedim ki: Amerika’ya gideceğim ve orada söz sahibi olacağım, ondan sonra gelip o namussuzlarla burada uğraşacağım. O zaman anlamıştım ki burada kalırsam Amerika’nın kölesi olurum, oraya gidersem Amerika’nın efendisi olur, buraya gelip onlarla daha rahat mücadele ederim. Hiçbir zaman Amerikan vatandaşı olmayı düşünmedim. Ben atalarımdan beri Türk kimliğimle varım. Ne yaptıysam o sâyede yaptım. Ona, buna yaranayım diye değil."
Sinanoğlu, eğitimin Türkçe yapılması gerektiğine inanıyordu ve "Türkçe elden giderse, Türkiye elden gider" diyerek bu konudaki endişesini dile getiriyordu. Yabancı dilde eğitimle emperyalizmin damardan beynimize nüfuz ettiğini düşünüyor, ana dilde yapılmayan eğitimin çocuğun gelişiminde olumsuz rol oynayacağını savunuyordu.
- Gençlerin çok okumaları gerektiğini vurguluyordu.
- Göstermelik işlerden kaçınmalarını öğütlüyordu.
- Maddiyat ve maneviyatı dengelemelerini tavsiye ediyordu.
- Kimliklerini, Türk dilini, tarihini ve kültürünü korumalarını istiyordu.
Başkalarını taklit etmekten kaçınmaları gerektiğini, kendi yollarını çizip azimle yürümelerini, eğitimde önce bir meslek sahibi olmaya bakmalarını ve ne yaparlarsa yapsınlar en iyisini yapmalarını öğütlüyordu.
Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, sadece bilimsel başarılarıyla değil, aynı zamanda vatanına ve milletine olan bağlılığıyla da örnek bir şahsiyetti. Onun Türkçeye ve Türk kültürüne verdiği değer, gelecek nesiller için bir rehber niteliğindedir.