
Kayra'nın Sıra Dışı Hikayesi: Hem Trans Hem İnançlı Hem Feminist!
Kayra Ayabakan, biyolojik olarak erkek doğmasına rağmen kendini kadın olarak tanımlayan, inançlı ve feminist bir trans birey. Toplumsal baskılara ve önyargılara rağmen, hem inancını hem de feminizmi bir arada yaşayarak dikkat çekiyor. Müslüman bir feminist olarak hak mücadelesinden vazgeçmeyen Kayra, "İnanç da, feminizm de benim yolum" diyerek herkese ilham veriyor.
Kayra'nın Kimliği ve Ailesi
25 yaşında bir üniversite öğrencisi olan Kayra, kendisini "biyolojik olarak erkek doğan, kadın hisseden bir trans birey" olarak tanımlıyor. Eşitlikçi, feminist ve dürüst bir ailede büyüyen Kayra, hem toplumsal normlara saygı duyan hem de bireysel özgürlüklere önem veren bir ortamda yetişmiş. Ailesinin inançlı olması ve cinsiyet ayrımı yapmaksızın kadın haklarını savunması, Kayra'nın hayatında önemli bir rol oynamış.
Feminizmle Tanışma ve Hak Mücadelesi
Kayra, feminizmle ortaokul dönemlerinde dinlediği müzik gruplarının konuşmaları ve röportajları aracılığıyla tanışmış. Toplumsal hayatta kadın-erkek eşitliğinin sağlanmaması ve hak ihlalleri, Kayra'yı feminist düşünceye yakınlaştıran en önemli etken olmuş. İnançlı bir kadın olarak hak mücadelesinde ailesinden de ilham alan Kayra, inanç ve feminizmin birbiriyle çelişmediğini düşünüyor. "İnanç benim için benim Allah'ım ve benim aramada kurduğum bir bağ ile kendi biyolojik ya da hissettiği cinsiyeti hakları için feminizmi savunan bireylerin sosyal hakları için feminizm savunmasının doğru bir şey olduğunu düşünüyorum." diyor.
Toplumsal Zorluklar ve Gelecek Umutları
Kayra, toplumda Müslüman bir feminist olmanın zorluklarına dikkat çekiyor. Feminizmin erkek düşmanlığı olarak algılanması ve bu tür ithamlara maruz kalınması, Kayra'nın karşılaştığı en büyük zorluklardan biri. Ancak Kayra, mücadelesini sürdürmekten vazgeçmiyor ve hak arayışına devam ediyor. "Toplumun her noktasında, haklarımın bilincinde olup insanlara bu konuda ne kadar bilgim varsa aktarabilmeyi seviyorum. Özellikle bu konunun aile ve eğitimde olması gerektiğini, her insanın (erkek, kadın, LGBTİ+’lar özel gereksinimli bireyler) eşit haklara sahip olduğuna ve her alanda eşit olmaları gerektiğini bilmesini gerektiğini savunuyorum." diyor. Gelecekte açık görüşlü, hakları adına mücadeleyi sürdüren feministlerin çoğalacağına ve hakları, dini, inançları için farklı ideolojileri saptırmadan düşüncelerini açık yüreklilikle haykıran bir toplumun var olacağına inanıyor.
Kayra'nın hikayesi, inanç, feminizm ve trans kimliğini bir araya getiren güçlü bir örnek teşkil ediyor. Toplumsal normlara meydan okuyan ve kendi yolunu çizen Kayra, gelecekte daha eşitlikçi ve özgür bir toplumun mümkün olduğuna dair umutları yeşertiyor.