İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutsaklar, korkunç bir sağlık kriziyle karşı karşıya. Filistinli Esirler Cemiyeti'nin açıklamasına göre, İsrail hapishane yönetimi, hasta tutsakları kasten farklı cezaevlerine ve hücrelere naklederek hastalıkların yayılmasına neden oluyor. Bu insanlık dışı uygulama, binlerce tutsağın sağlığını tehdit ediyor ve bazı tutsakların ölümüne yol açtığı iddia ediliyor.
Hapishanelerde Salgın Alarmı!
Özellikle Negev ve Megiddo hapishanelerinde uyuz hastalığı hızla yayılıyor. Tutsakların kişisel hijyenlerini koruyacak temel araçlardan yoksun bırakılması, kıyafet girişinin engellenmesi, havalandırmanın sağlanmaması, güneş ışığından mahrum bırakılmaları ve aşırı kalabalık hücrelerde tutulmaları, salgının yayılmasında büyük rol oynuyor. Bu koşullar altında, özellikle cilt hastalıkları yaygınlaşıyor ve tutsakların yaşam koşulları dayanılmaz hale geliyor.
Kronik Hastalıklar ve Ağır Semptomlar
Birçok tutsak kronik hastalıklardan muzdarip durumda. Nakledilen tutsaklar arasında şiddetli karın ağrısı, sürekli kusma, aşırı kilo kaybı gibi ciddi semptomlar gözlemleniyor. Uyuz vakalarındaki artış da cabası. Cezaevlerinde yapılan ziyaretler sonrası hazırlanan raporlara göre, tutsakların çoğunun cildinde yoğun kaşıntıya bağlı yaralar oluşmuş durumda. Bu durum, uykusuzluğa ve hareket kısıtlılığına neden oluyor. Hatta bazı vakalarda enfekte bölgelerde çürüme tespit edilmiş ve iyileşen tutsaklar bile tekrar enfekte oluyor.
Uluslararası Topluma Çağrı
Filistinli Esirler Cemiyeti, uluslararası toplumu bu duruma acil müdahale etmeye çağırıyor. Yapılan açıklamada, "Cezaevlerinde mevcut sağlık koşullarının ve işgalci yönetimin sistematik ihlallerinin sürmesi halinde, önümüzdeki süreçte daha fazla tutuklunun hayatını kaybetmesi kaçınılmazdır" ifadelerine yer verildi. Nisan 2025 itibarıyla, İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinli tutsakların sayısının 9 bin 900’ü aştığı belirtiliyor. Bu durum, hapishanelerdeki koşulların daha da kötüleşmesine ve sağlık krizinin derinleşmesine yol açabilecek potansiyele sahip.
İsrail hapishanelerindeki bu insanlık dışı uygulamalar, uluslararası hukuk ve insan hakları ihlali olarak değerlendiriliyor. Filistinli tutsakların yaşadığı bu trajediye sessiz kalmak, insanlığa karşı işlenen suçlara ortak olmak anlamına geliyor. Uluslararası toplumun acil harekete geçerek, bu zulme son vermesi ve tutsakların yaşam koşullarının iyileştirilmesi için baskı yapması gerekiyor. Aksi takdirde, hapishanelerdeki ölümcül oyunun daha fazla can alması kaçınılmaz olacak.