
İşçi Hakları İçin Meclis'te Kritik Hamle! Kanun Teklifi Sunuldu
Emek Partisi (EMEP) öncülüğünde, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP),Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti)'nin desteğiyle hazırlanan, işçilerin haklarının iyileştirilmesine yönelik önemli bir kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunuldu. EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, kanun teklifinin sunulmasının ardından düzenlenen basın toplantısında dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
Barajsız Sendika, Yasaksız Grev, Güvenceli İş: İşçiler İçin Yeni Bir Dönem mi?
İskender Bayhan, "Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş kampanyasını bir kanun teklifiyle Meclis gündemine birlikte taşıdık ve şimdi o kanun teklifini hep birlikte meclis başkanlığına teslim edeceğiz. Bu kanun teklifimizi DEM Parti, CHP ve TİP ve EMEP 4 parti imzaladı. 4 parti olarak kanun teklifini veriyoruz. Bunu çok kıymetli, değerli buluyoruz." ifadelerini kullandı. Bayhan, bu girişimin, farklı siyasi görüşlere sahip partilerin işçi hakları konusunda ortak bir zeminde buluşmasının önemli bir göstergesi olduğunu vurguladı.
Bayhan, ayrıca şunları ekledi: "Biz başından beri Saray iktidarına karşı demokratik hakları ve özgürlükleri tutarlı bir biçimde savunan bir siyasi çizgiyi, siyasi tutumu ve bunun bütün muhalefet tarafından böylesi ortak tutumlarla dile getirilmesini önemsiyoruz, değerli buluyoruz." Bu sözler, kanun teklifinin sadece işçi haklarını iyileştirmekle kalmayıp, aynı zamanda farklı siyasi kesimlerin ortak değerler etrafında bir araya gelmesine de katkı sağladığını gösteriyor.
On Binlerce İşçinin Emeğiyle Hazırlanan Kanun Teklifi
Bayhan, kanun teklifinin hazırlanma sürecine de dikkat çekerek, "Bu kanun teklifi belki de Türkiye'nin parlamento tarihinde on binlerce işçi ve emekçi arkadaşımız birlikte hazırladığı bir kanun teklifi. Kanun teklifini daha önceki önerilerimizden farklı olarak bir de grev alanlarında, direniş alanlarında, on binlerce işçiyle işçi kurultaylarında, grev çadırlarında, direniş çadırlarında, konferanslarda, panellerde akademisyenlerle, uzmanlarımızla, iş yeri temsilcileriyle, öncü işçileriyle birlikte tartışarak hazırladık." dedi. Bu ifadeler, teklifin sadece siyasi bir girişim olmanın ötesinde, geniş bir katılımla şekillenen, işçilerin gerçek ihtiyaçlarını yansıtan bir çalışma olduğunu ortaya koyuyor.
Bayhan, sözlerine şöyle devam etti: "Aslına bakarsanız bize bu kanun teklifini yazdıranlar bir avuç sermayedarın çıkarı için her türlü yasayı, anayasayı, kuralsızlığı, yönetme tarzı haline getirmiş olan saray oligarşisidir, saray iktidarıdır. Onun için bu eseri bir anlamda bu eseri onlar yaratmıştır. Biz bu kanun teklifinin sonuna kadar mücadelesini vermeye, takipçisi olmaya devam edeceğimizi belirtmek istiyorum."
Gelecek İşçilerin Elinde: Kendi Kanunlarını Kendileri Yapacaklar
İskender Bayhan, geleceğe dair umutlu bir tablo çizerek, "Diliyoruz ki gün gelecek bu ülkenin işçileri, emekçileri kendi kanun tekliflerini, kendi yasalarını kendileri yapacaklar. Kendi kanunlarını, kendi yasalarını kendilerinin yaptığı bir emek düzeni, emek sistemi kuracaklar ve onun adı gerçekten gerçek bir halk demokrasisi, halk egemenliği olacak. Biz de o mücadeleye bu vesileyle bugünden bu kanun teklifiyle bir katkı sunmuş olduğumuzu hatırlayacağız." şeklinde konuştu. Bu sözler, işçi sınıfının kendi kaderini tayin etme ve toplumsal dönüşümde aktif rol alma potansiyeline vurgu yapıyor.
Meclis'e sunulan bu kanun teklifi, Türkiye'deki işçi hakları mücadelesinde yeni bir sayfa açabilir. Teklifin yasalaşması durumunda, sendikal örgütlenme özgürlüğünün önündeki engellerin kalkması, grev hakkının daha etkin kullanılması ve iş güvencesinin sağlanması gibi önemli kazanımlar elde edilebilir. Ancak, teklifin Meclis'teki süreci ve kabul edilip edilmeyeceği henüz belirsizliğini koruyor. İşçi örgütleri ve sivil toplum kuruluşları, kanun teklifinin takipçisi olacaklarını ve işçi hakları için mücadeleye devam edeceklerini belirtiyorlar.