Irak'ın Süleymaniye kentinde bulunan 400 yıllık Kur'an-ı Kerim, nesillerdir korunarak günümüze ulaşmayı başardı. Bu tarihi eser, bölge halkının büyük ilgisini çekiyor ve sırlarıyla merak uyandırıyor. Peki, bu Kur'an-ı Kerim'i bu kadar özel kılan ne? İşte detaylar...
Gelezerde Kur'an'ı: Bir Mirasın Hikayesi
Süleymaniyeli İslam alimlerinden Şeyh Hasan Gelezerde'nin mührünü taşıyan bu Kur'an-ı Kerim'in yaklaşık 400 yıl önce yazıldığı tahmin ediliyor. Süleymaniye'nin Gelezerde köyünde özel bir cam sandıkta muhafaza edilen bu eser, "Gelezerde Kur'an'ı" olarak da biliniyor ve halkın üzerine yemin ettiği kutsal bir emanet olarak kabul ediliyor.
- Özel Muhafaza: Cam sandıkta özenle korunuyor.
- Halkın İlgisi: Festivallerde sergileniyor ve yoğun ilgi görüyor.
- Yemin Ettiği Eser: "Gelezerde Kur'an'ı" olarak biliniyor.
El Yazması Bir Şaheser
Süleymaniye Üniversitesi tarafından düzenlenen İnanç Festivali'nde sergilenen bu tarihi Kur'an-ı Kerim, sülüs hattıyla yazılmış olup, 24x40 santimetre boyutlarında ve 9 santimetre kalınlığındadır. Eserin tam olarak ne zaman yazıldığı bilinmemekle birlikte, içerdiği notlar sayesinde yazım sürecine dair önemli bilgilere ulaşılmıştır.
Kur'an-ı Kerim'in bir sayfasında yer alan notta, Şeyh Hasan Gelezerde'nin annesinin şu sözleri yer alıyor: "Eğer yazılarda bir hata varsa beni affedin. Çünkü bir elim yazıda, bir elim Şeyh Hasan'ın beşiğinde." Bu not, Gelezerde'nin Mushaf'ı öğrencisine yazdırdığını ve annesinin de bu süreçte destek olduğunu gösteriyor.
Değer Biçilemeyen Bir Hazine
Süleymaniye Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Hevremani, bu Kur'an-ı Kerim'in Süleymaniye için ender bir eser olduğunu vurguluyor. "Hatta halk arasında yemin edildiğinde Gelezerde Kur’an’ına yemin ediliyor. Bu nüsha 400 yıl kadar öncesine tarihleniyor. Allah rahmet etsin, üzerinde Şeyh Hasan Gelezerde’nin mührü var" diyen Hevremani, eserin değerinin paha biçilemez olduğunu belirtiyor.
Hevremani ayrıca, bu nüshanın Ezher Üniversitesi'ne götürüldüğünü ve orada ödüle layık görüldüğünü de sözlerine ekliyor. Kur'an'ın yazılarının hala zarar görmemiş olması, eserin ne kadar iyi korunduğunun bir kanıtı. Ancak, bazı kısımlarının su içinde kaldığı görülüyor. "Biz bu hazineyi para ve servetle kıyas edemiyoruz" ifadeleri, eserin manevi değerinin ne kadar yüksek olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
400 yıllık bu Kur'an-ı Kerim, sadece bir dini metin olmanın ötesinde, bir kültürün, bir tarihin ve bir inancın sembolü olarak Süleymaniye'de yaşamaya devam ediyor. Gelezerde Kur'an'ı, gelecek nesillere aktarılacak en değerli miraslardan biri olarak korunmaya devam edecek.